Son Gönderiler

Archive for 2014



Şu sıralar bu genç blog'a bir kaç satır yazmak istiyordum fakat olmuyordu. Bugün sanırım olacak.

Basketbol diyince anime severlerin aklına şu günlerde doğrudan Kuroko No Basket geliyordur sanırım. Bu durum beni üzmüyor aslında ama yinede içimde bir burukluk oluyor. Çünkü eski diye geride bırakılan bir animenin ilk akla gelmesi gereken olduğunu düşüyorum. Neyse konuyu dağıtmayalım.

Slam Dunk... Her bölümünü heyecanla izlediğim muhteşem bir anime serisi. Beni o kadar içine çekerdi ki, bazen bir sonraki bölümde neler olacağını düşünürken hali hazırda izlediğim bölümü kaçırır tekrar başa sarardım. Kolamı yudumlarken Sakuragi Hanamichi'nin gaza getiren sahnelerinde, elimdeki bardağı bırakır ve o heyecanla evin içinde dolaşır dururdum. 

Bir süre sonra araya sınav derdi girince animeyi izlemek benim için mümkün olmamıştı ve gerçekten o boşluğu hisseder olmuştum. Neyse ki ayrılığımız uzun sürmemiş seriyi manga'dan takip etmeye başlamıştım. Hem Slam Dunk'ı okuyor gaza geliyor hemde çizimleri güzelliği ile mangaka Takehiko Inoue büyük saygı duymaya başlıyordum.

Seriden bahsetmem gerekirse...

Sakuragi Hanamichi sürekli kızlar tarafından teklifi kabul edilmeyen ve bunu sürekli yaşayan bir genç olarak karşımıza çıkıyor. Hatta bu durum öyle abartı bir hal alıyor ki en yakın arkadaşları sürekli bu durum üzerinden Sakuragi ile dalga geçiyorlar.

Kızıl kafa Sakuragi Shohoku lisesine gidiyor ve orada Haruko Akagi ile karşılaşıyor. İşte tüm hikayemiz bu noktadan sonra başlıyor. Haruko'ya aşık olan Sakuragi Haruko'nun basketbolu sevmesi ve aynı zamanda kendisine olan ısrarı üzerine basketbol takımına katılmak istiyor. Ancak bu o kadar olmuyor, çünkü Haruko'nun abisi ve basketbol takımının kaptanı 3. sınıflardan Takenori Akagi, Sakuragi'yi takıma almak istemiyor. 

Neyse ki Sakuragi bir şekilde takıma giriyor ve artık Haruko'ya yakın olduğunu düşünüyor. Fakat engeller olmadıkça sanırım Sakuragi'nin hikayesi böyle komik olmazdı. Bu konudaki en büyük engel ise Rukawa Kaede... Orta okulda oynadığı basketbol ile adını duyuran Rukawa'da tıpkı Sakuragi gibi Shohoku lisesine gelmiştir ve oda basketbol takımına katılmıştır. Her şeyin ötesinde Haruko'da diğer kızlar gibi Rukawa'ya aşıktır ve bir kez olsun Rukawa'nın kendisini farketmesini bekler.

Basketbol size bir şekilde yakın geliyorsa kesinlike sizi hem güldürecek hemde gaza getirecek bu seriyi kaçırmamanız lazım. Ayrıca Dr. T size basketbol kurallarınıda öğretecek!


NOT : Başlık olarak neden "1031 Nolu Taktik" yazdığımı merak edenler varsa, seride geçmiştir. Miyagi ve Sakuragi bir basketbol maçında zorlu rakibinin kafasını karıştırmak için böyle bir taktik uyduruyor. Kendisine sürekli Dahi diyen Sakuagi bu sayıyı da Dahi kelimesinden çıkarıyor. 

10 = Ten (İngilizce)
3 = San (Japonca)
1 = İchi (Japonca)

1031 = Tensai = Dahi anlamına gelmektedir.

Sevgiler Saygılar... Kesinlikle İzleyin...

1031 No'lu Taktik.

10 Ocak 2014 Cuma
Gönderen Ensar


Sır dolu ve hiç bitmeyen bir savaş. Code Geass'ın kısa bir özeti olabilir bu cümle, tabii ki sadece bir kısmının. Knightmareler, Geass, C.C, V.V, İmparatorluk, Tanrılar... Bunların hepsi için aslında ayrı ayrı özet vermek gerek sanırım. İşte bu anime içinde bir çok tat barındırmış ve izleyenleri böylece yarattığı heyecan içinde sürüklemiştir. 

Britanya İmparatorluğu ile Japonya arasında savaş çıkar, İmaparatorluk bu savaşta ilk kez Knightmare denen insan kontrollü savaş rabotlarını kullanır ve Japonya'yı kendi topraklarına katar. Artık Japonya'nın adı Bölge 11'dir ve halkınada 11ler  adı verilmiştir. 

Evet buraya kadar kısacası mevzuyu kavradık. Fakat bu süreçte olan farklı olaylar hikayenin 2. bir yüzünü oluşturuyor. 

Savaş sırasında Lelouch Vi Britannia yani imparator Charles'in oğlu evlatlıktan reddedilmiştir, bunun sebebide annesinin gizemli bir şekilde öldürülmesine karşın imparator'un hiçbir şey yapmaması ve Lelouch'un dayanamaması ve isyanını dile getirmesidir. Annesine ölmesiyle birlikte aynı zamanda Lelouch'un kardeşi Nunnaly yürüyeme ve görme yeteneğini kaybediyor. Lelouch evlatlıktan reddedilince kardeşi ile birlikte kendi başının çağresine bakmak için yola çıkıyor. Bu sırada Suzaku adında bir çocuk ile tanışan Lelouch onunla arkadaş oluyor. 

Daha sonra Lelouch'un prens olduğunu bilen Ashford ailesi onu kendi yanlarına alır, olaylar bu şekilde gelişmeye devam ederken Lelouch Geass denen bir güce sahip olur ve Britanya'ya karşı terörist bir yapılanma içine girip Japonya'nın bağımsızlığını elde etmeye çalışan 11lerin yanında yer alır. Artık Lelouch bir maskenin arkasına saklanmıştır ve yeni kimliği olan Zero ön plandadır. Bir lise öğrencisi olmasına rağmen elindeki kuvvetleri çok iyi kontrol eden Lelouch savaş alanında Britanya'ya karşı zaferler kazanmış ve dikkat çekmiştir. 

Ahh Lelouch ahhh, neyse gördüğünüz gibi bir örgütlenme olmuş. Bu sırada Suzaku'da boş durmuyor tabii ki. Birde Geass demiştik, işte Lelouch'un Geass'ı ve o muhteşem replik "Lelouch Vi Britannia Sana Ölmeni Emrediyor." bu ikisi gerçekten muhteşem bir ikili evet. 

Aynı zamanda Lelouch'un çocukluk arkadaşı Suzaku ise kalenin içten fethedilmesi taraftarı olan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Britanya ordusunun en önemli askerlerinden birisi olan Suzaku, üstün özellikli Knightmaresi Lancelot ile Lelouh'un başına dert oluyor. Ve gelişen bir çok olay sonunda Lelouch babası, Charles'in önünde Suzaku tarafında diz çökmek zorunda kalıyor. 

Evet normal bir düşünce yapısı ile biz büyük ihtimal burada, kapana sıkıştığı anda Charles'in yerinde olsak Lelouch'u öldürmüştük ama böyle olmuyor.

2. Sezonda anime biraz garip başlıyor, Charles'in gözetimi altında yaşamaya devam eden ve tüm geçmişi unutturulan Lelouch ve ona hafızasını geri kazandırmaya çalışan eski dostları... Tabii ki serinin heyecanlı bir şekilde devam etmesi açısından Lelouch eski hafızasını geri kazanıyor. İlk sezona göre fazlasıyla gelişmiş Mecha'lar gördüğümüz 2. Sezonda daha şiddetli savaşlar oluyor ve arkaplanda daha gizli mücadelelere giriliyor. En sonunda Lelouch Vi Britannia babası Charles'i öldürüyor ve tahta geçiyor. Bu zamana kadar Geass ile kullandığı ve istemeyerekte olsa adını karalamak zorunda kaldığı kişileri düşünen Lelouch babasından daha kötü bir yönetim gösteriyor ve tek kötü olarak kendi adını öne çıkarıyor. 

Lelouch kahramanlığa devam eder. Açıkçası gerçekten bu kısımların güzel kurgulandığı ortada yoksa seride büyük bir boşluk olacağı gözden kaçmıyor.

Alan 11'de Zero'nun yanında alan teröristleri idam ettireceği bir tören düzenleyen Lelouch, tören sırasında karşısına çıkan Zero tarafından öldürülür. Ve tek kötü olarak akıllarda kalırken dünya barışını geride bırakır. Tabii ki bu ikinci Zero'nun gerçek kimliği Suzaku'dur ve her şey Lelouch planı dahilinde olmuştur.

Bu muhteşem anime gerçekten övülesi bir final ile patlama yaratmıştı resmen. Bize bıraktığı, zevk, yeniden izleme isteği, heyacan tartışılmaz dereceydi. Ayrıca forumlarda bugün bile tartışılmaya devam eden, Lelouch öldü mü, ölmedi mi tartışmaları ise animeden geriye kalan büyük bir soru. 

Mecha sevin ya da sevmeyin, her şeyiyle birlikte kesinlikle izlemeniz gereken bir seri olduğuna inanıyorum. 

En Önemli Taş; Geass

2 Ocak 2014 Perşembe
Gönderen Ensar

// Copyright © ExheptaN //Anime-Note//Powered by Blogger // Designed by Johanes Djogan //